Yerel Medyadan Seçilmiş Güncel Yazıları, 17 Aralık 2004 Özker Özgür | ||
Euro-Taksim Henri Barkey ile Philip H.Gordon iki Amerikalı akademisyendir. Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak Temmuz 2002’de hazırladıkları rapor, bir ara bizim basına da yansımıştı. Ancak nedense üzerinde fazla durulmadı. İki Amerikalı akademisyen sıradan akademisyenler değillerdir. Henri Barkey, Lehigh Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Profesörü’dür. Bir süre de ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Politika Planlama Ekibi’nde çalıştı. Philip H. Gordon ise hem Brookings Enstitüsü, Dış Politika Çalışmaları bölümünün önde gelenlerinden hem de ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’de Avrupa İşleri Direktörü. Temmuz 2002’de hazırladıkları rapor “Bir Kıbrıs Bunalımını Önlemek” başlığını taşıyor.Rapor ABD’nin Kıbrıs politikasına ne oranda yön vermiştir? Raporun kamuoyunun bilgisine getirildiği Temmuz 2002’den buyana iki-buçuk yıl geçmiştir. İki-buçuk yılda yaşadıklarımızı da dikkate alarak raporun içeriğine yeniden bakmakta yarar vardır.
Henri Barkey ile Philip H.Gordon, ilgili raporlarında, ABD’yi yönetenlere Kıbrıs konusunda dört seçenek sunmuşlardı:
2. 3. 4. Geriye baktığımızda, birinci seçeneğe başvurulmadığı, ikinci seçeneğin de denendiğini görürüz. Gerçi Annan planı doğrudan bir ABD planı değildi. Ancak BM Genel Sekreteri’nin, planını, ABD’nin bilgisi ve onayı dışında sunmadığı çok iyi bilinmektedir.
Kıbrıs Cumhuriyeti resmen ve edimsel olarak (fiilen) 1 Mayıs 2004’ten itibaren AB üyesidir. Bu nedenle birinci ve ikinci seçenekler gündemden düşmüş bulunmaktadır. Geriye üçüncü ve dördüncü seçenek kalmıştır.Kopenhag ölçütlerine (kriterlerine) yeterince uyum sağlamışsa bugün, Türkiye’ye üyelik görüşmeleri için bir başlama tarihi verilecektir. Kıbrıs’ın kuzeyi 4.seçenek uyarınca, beklemeye mi alınacaktır? Yoksa Türkiye’nin AB ile üyelik görüşmelerine başlayacağı tarihe kadar Kıbrıs sorununun çözülmesi yönünde ABD’nin bastırması ile, ikinci bir BM girişimi daha sözkonusu mudur?
“-Türkiye Avrupa Birliği’ne girdiğinde Kıbrıs’ın geriye kalan bölümünün de girmesi”ne yani 4.seçeneğe uygun bir yol izlenmemesi, biz Kıbrıslılar’ın (Kıbrıslıtürkler ile Kıbrıslırumlar’ın) Türkiye’nin AB ile üyelik görüşmelerine başlayacağı tarihe kadar çözüm istediğimizi ortak istencimizle ortaya koymamıza bağlıdır.
Türkiye Avrupa Birliği ile üyelik görüşmelerine başlayacağı tarihe kadar Kıbrıs sorununun çözümü yönünde Kıbrıslılar olarak ortak istenç belirtemezsek, geriye dördüncü seçenek, yani, Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olurken Kıbrıs’ın kuzeyinin de Türkiye ile birlikte Avrupa Birliği’ne katılması kalır.
Bunun diğer adı Euro-Taksim’dir. Razı mıyız?
copyleft (c) 2001-04 hamamboculeri.org
| ||